Ailenin korunması çalıştayı Kars'ta başladı
6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun uygulamalarının iyileştirilmesi çalıştayı başladı.
Volkan KARABAĞ
Kars'ta "Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Arttırılması: Aile Üyelerinin Haklarının Daha İyi Korunması Projesi" kapsamında Avrupa Birliği-Avrupa Konseyi ortak projesiyle, 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun uygulamalarının iyileştirilmesi çalıştayı başladı.
Kars’ın Sarıkamış ilçesi Cıbıltepe Kayak Merkezindeki bir otelde düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını yapan Kars Cumhuriyet Başsavcısı Soner Aygün, “Adalet Akademimizin meslek öncesi ve meslek içi seminer ve çalışmaları biz yargı mensuplarına her daim ışık tutmuştur. Uygulamaya ilişkin sorunlar, yaşanan problemler, bu seminerlerde ele alınarak çözüm önerileri somutlaştırılmış ve uygulamada Yargıtay kararlarına göre de birlik oluşturulmaya çalışılmıştır. Adalet Akademisi ve Avrupa Konseyi ortak projesi olan 18 Mart tarihine kadar sürecek Sarıkamış Çalıştayı da, Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Artırılması, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uygulamalarının iyileştirilmesi konularını ele alacaktır. Değerli katılımcıların destekleri ile çalıştayın, tespit edilen sorunların çözümleri konusunda faydalı olacağı kanaatindeyim. Aile mahkemelerinin etkinliğinin artırılması, aile üyelerinin haklarının daha iyi korunması ortak projesi kapsamında, Kars Aile Mahkemesinin de pilot adliye olarak seçilmiş olması bizleri ziyadesi ile mutlu etmiştir. Zira ilimizde kanına yönelik şiddet konusu ehemmiyetle ele alınmaktadır. Biz de Cumhuriyet Başsavcılığımız olarak yaklaşık 2 yıl önce bu suçlarla daha aktif ve etkin mücadele edebilmek amacıyla Aile İçi Şiddet Soruşturma Bürosu kurmuş bulunmaktayız. Yine adli kolluk anlamında da İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığının Aile İçi Şiddet Büroları, işin önemi gereği hassasiyetle çalışmaktadırlar.” dedi.
Günümüzde sosyal medyanın da etkisi ile kadına yönelik şiddet eylemlerinin daha da fazla duyulur ve görülür hale geldiğini de söyleyen Aygün, “Toplum olarak bu tür eylemlerin Türk örf, adet ve geleneklerimize aykırı olduğunu bilmekteyiz. Ayrıca yasalara göre de suç teşkil ettiği bilinmektedir. Bu konularda eğitimin ve bilinçlendirmenin daha da artırılması için ilimizde tüm kamu ve özel kuruluşlar gayret göstermektedirler. ayrıca ülkemizde de yasal değişikliklerle kadına yönelik şiddetin yaptırımı da artırılmakta, caydırıcılığına önem verilmekte ve tedbir kararları ile mağdurlar korunmaya çalışılmaktadır.” diye konuştu.
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir de Türkiye Adalet Akademisi’nin aday eğitimi, hakim ve savcı eğitimleri, kamu kurumlarına yönelik hukuk ve adalet konularında düzenlenen hizmet içi eğitimler ile yabancı ülke hakim ve savcılarına yönelik yurt dışı eğitimler olmak üzere, dört alanda eğitim faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi.
“Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Arttırılması: Aile Üyelerininin Haklarının Daha İyi Korunması Projesi”nin Avrupa Konseyi ile işbirliği içinde başlattıklarını dile getiren Özdemir konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti, köklü devlet ve adalet gelenekleri üzerinde yükselmiştir. Bizim hukuk kültürümüzde büyük önem atfedilen "Adalet mülkün temelidir" sözü Cumhuriyetin ilk anayasasından bugüne kadar vurgulanan yargı bağımsızlığı çerçevesinde tezahür etmiştir. Ülkemizde Hukuk ve Demokrasinin geliştirilmesi hedefine ulaşması için en önemli adımlardan biri; hukukun üstünlüğü ile temel hak ve özgürlükleri esas alan bir adalet sisteminin tesisidir. Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı bu amaçla kabul edilmiştir. Bu anlayışı temel alan etkin ve verimli bir adalet sistemi de; ancak hâkim, Cumhuriyet savcısı ve yargı personelinin yetkin ve donanımlı olması ile mümkün olabilir. Yenilenen ve güçlenen yapısı ile “Güven Veren Adalet İçin Etkin Eğitim” anlayışını temel alan vizyonuyla, çalışmalarına ara vermeden devam eden Türkiye Adalet Akademisi; Aday Eğitimi, hâkim ve savcı eğitimleri, kamu kurumlarına yönelik hukuk ve adalet konularında düzenlenen Hizmet İçi Eğitimler ile yabancı ülke hakim ve savcılarına yönelik Yurt Dışı Eğitimler olmak üzere; dört alanda eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir. Hedefimiz; hukuka ve insan haklarına bağlı, tarafsız, bağımsız, hür vicdanıyla karar veren, meslek etik ilkelerini benimseyen, toplumun adalet ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte hâkim ve savcılar yetiştirmektir. Hakim savcı eğitimi adaletin, yargının kaderini değişecek derecede öneme haizdir. Bu yüzden adaylıkla başlayan kesintisiz ve sürdürülebilir nitelikli eğitim felsefesine inanıyoruz. Aday eğitimine yönelik “Yeni Müfredatın Belirlenmesi” hususunda yapılan çalışmalarımızı tamamlamış bulunmaktayız. Yeni müfredata uygun meteryal üretimine ise devam ediyoruz. Yurt dışı eğitimler de; eğitim odaklı işbirliği anlayışıyla 8 farklı konuda eğitim programı hazırladık. Yüzyüze ve online programlarla çok farklı ülkelerin katılımıyla eğitimleri gerçekleştireceğiz. Meslek içi eğitime yönelik olarak “Hâkim Savcı Eğitiminde Yeni Arayışlar” başlıklı bir çalışma yürütüyoruz. Amacımız, yaklaşık 24.000 hakim ve savcıya yönelik meslek içi eğitimlerin, uzaktan eğitim teknolojileri ile yeni yöntem ve metotlar da dikkate alınarak yeniden yapılandırılmasıdır. “Yargı Kararlarında Gerekçelendirme Çalışması” nın faaliyetlerine de devam ediyoruz. Projemizin, Yargı ve Bakanlık kurumlarının bu konuyu çalışmasına vesile olmasından dolayıda mutlu olduğumuzu belirtmek isterim. Adalet Mülkün Temelidir, Aile ise toplumun temelidir. Anayasamızın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. Maddesi “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar” hükmüne yer vermiştir. 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununda yer alan Aile Hukukuna ilişkin düzenlemeler, anlaşmalı boşanma ve nafaka konuları dışında büyük kapsamlı değişiklikler yapılmamış, 4721 sayılı Medeni kanunda dil sadeleştirilerek temel konular aynen korunmuştur. Akademi olarak; gerek aday eğitim programında gerekse meslek içine yönelik Yıllık Eğitim Planında “Aile Hukuku ve 6284 Sayılı Kanun Uygulamalarına” her dönem yer vermekteyiz. Öte yandan yapılan eğitim programlarında; kanunları uygulayan hakim savcıların uygulamada karşılaştıkları sorunların tespiti ve çözüm önerilerine yönelik görüşlerini alıyoruz. Bu kapsamda, bazen eğitimler düzenliyor, bazende kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde projeler ve uygulamalar geliştiriyoruz. Yapılan değerlendirmeler, ekonomik ve toplumsal değişim dikkate alındığında mevzuatın değerlendirilmesi ve Aile hukukuna ilişkin sorunların çözümüne katkı sunulması amaçlarıyla “Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Arttırılması: Aile Üyelerininin Haklarının Daha İyi Korunması Projesini” Avrupa Konseyi ile işbirliği içinde başlattık. Projemiz adalet ve aile gibi iki önemli kavramın temelinde yükselmektedir. Bu iki kavramın merkezinde, sorunlara hukuki çözümlerin geliştirilmesi ve aile mahkemelerinin etkinliğinin artırılması hedeflediğinden sonuçları itibariyle sadece yargı sektörünü değil esasen tüm toplumu ilgilendirmektedir. Projede; Akademimizin dışında, HSK, Yargıtay, Adalet ve Aile Bakanlığının ilgili birimleri, Barolar, Sivil Toplum Kuruluşları ve Üniversiteler yer almaktadır. Gerek Avrupa Konseyinin gerek ise bizim oluşturduğumuz ekiplerle çalışmamızın başarılı olacağına inanıyoruz. Pilot adliyelerimizi batıda İzmir, doğuda Kars, güneyde Hatay’a kadar ülkemizin yedi bölgesinden belirledik. Aynı zamanda iş yükü ve mahkeme sayısı bakımından da çeşitliliğe önem verdik. Bu sayede tüm bölgelerimizin aile hukuku bakımdan sosyal, kültürel ve hukuki durumunu görüp, buna göre çözüm önerileri getirmenin daha isabetli olacağını değerlendirdik. Projemiz aile mahkemelerini “Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun”un yürürlüğe girdiği 18.01.2003 tarihinden günümüze kadar ilk defa bir bütün olarak ele almaktadır. Aile hukukunda ortaya çıkan güncel sorunlar ile çalıştayımızın da konusu olan 6284 Sayılı Kanun uygulamaları çalışma konuları arasındadır. Aile içi ve kadına yönelik şiddet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çözülmesi gereken en önemli sorunlardan biridir. Şiddetle mücadele edilebilmesi için çok yönlü bir bakış açısı ve kurumlar arası etkin işbirliği gerekmektedir. Şiddetle mücadele edilmesine yönelik kapsamlı bir bakış açısı geliştirilmeden ve tüm kurumların kendi üzerlerine düşen sorumlulukları etkin bir şekilde ve elbirliğiyle yerine getirilmeleri sağlanmadan, kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edilmesi mümkün değildir. Bu nedenledir ki bu programımızda ŞÖNİM uzmanından, Ulusal ve Uluslararası Akademisyenlere kadar konunun tüm paydaşları değerli sunumları ile programımızı zenginleştirecektir. Programımızın 1. gününde şiddetin önlenmesine ve mağdurun korunmasına ilişkin mevcut uygulamalar değerlendirilecektir. 2. gün ise aile içi şiddette kurumlar arası iş birliği ve koordinasyon konusu ele alınacaktır. Son gün ise Cumhuriyet Başsavcılıkları aile içi şiddet büroları tarafından yürütülen soruşturmalar konusu gündemi oluşturmaktadır. Programımızın sonunda uzman danışmanlar ekibi tarafından somut tavsiyeler suna bir değerlendirme raporu hazırlanacaktır. Projemizde; işbirliği yapmaktan mutlu olduğumuz Avrupa Konseyinin yetkililerine, Proje için mali destek sunan Avrupa Birliğine ve Yargıtay’a, Hâkimler ve Savcılar Kuruluna, Adalet Bakanlığının ilgili tüm birimlerine, Aile ve Sosyal Hizmetleri Bakanlığı yetkililerine, Hâkim ve Avukat meslektaşlarıma, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerine ve son olarak çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.”
Bir toplumun uygarlık yolunda gösterdiği gelişme, kadını toplum içinde konumlandırdığı yer, ona duyduğu saygı ve verdiği değer ile ölçüldüğünü kaydeden Kars Valisi Türker Öksüz sanat, siyaset, ekonomi ve spor gibi her alanda büyük başarılar ortaya koyan kadınlarımız, annelik gibi manevi rolünün yanında, bugün toplum içerisinde söz sahibi olmanın da haklı onurunu yaşamaktadır. Fedakârlık ve özverinin timsali olan kadınlara, toplum olarak çok büyük borcumuz ve minnettarlığımız var. Kadınlarımız, hayatın her alanında yüklendikleri sorumlulukları başarı ve gayretle yerine getirmiş, dünya uygarlığının oluşumunun önemli mimarı olmuştur. Kadına dünyada birçok ülkeden daha önce seçme ve seçilme hakkı verilen ülkemizde, kadın hakları konusunda birçok önemli yapısal ve yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda; kadına yönelik şiddetin önlenmesinden, kadınların sosyal yaşamda hak ettikleri yere gelmesine, kız çocuklarımızın eğitiminden, ceza mevzuatlarında kadınlarımızı ve aileyi korumaya kadar birçok konuda düzenlemeler yapılmaktadır. Özellikle son yıllarda gündemde olan kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında yapılan düzenlemeler neticesinde toplumsal ve ekonomik yaşamın en temel parçası olan kadınlarımız; eğitimden sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan, spora, iş dünyasına kadar her alanda üstlendiği sorumlulukla ülkemizin geleceğe güvenle bakmasının teminatı olmuştur. Bütün bunlara rağmen, el üstünde tutulması, taltif edilmesi gereken kadınlarımız, hiç hak etmedikleri insanlık dışı muamele ve şiddet hareketlerine maruz kalmaları ruhumuzu da, kalbimizi de derinden yaralamaktadır. Kadınlara karşı yapılan bu muameleyi hoş görmek, insanlığın felaketidir. Aynı zamanda insanlık onurunun ayaklar altına alınması ve medeniyetin iflası demektir. Bize düşen görev, kadınlarımızın hak ettiği değeri toplumumuzun merkezine yerleştirmektir. Kadın, aile ve çocuklarımızı korumak ve kollamak hepimizin birinci vazifesidir, asli görevimizdir. Bu konuda ne kadar adım atmak gerekiyorsa o kadar adım atıyoruz. Bir kadının şiddet görmesine, eziyet çekmesine, can güvenliğinden endişe etmesine elbette ki gönlümüz de razı değil. 6284 Sayılı Kanun uygulamalarının ilimizde titizlikle uygulanmakta olduğunu memnuniyetle belirtmek isterim. Kadınlarımız için bir yandan koruyucu önlemler alınırken, bir yandan da barınma, maddi, iş, hukuki, sağlık, psiko-sosyal, kreş destekleri ve rehberlik-danışmanlık hizmetleri gibi gerekli tüm desteklerimizi sürdürüyoruz. Bu bağlamda; “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’’ konulu Valilik Genelgesi ve Kars Yerel Eylem Planı Valiliğimizce yürürlüğe konmuş, Belediyemizde Kadın Dayanışma Merkezi, ŞÖNİM’de İş-Kur Hizmet Noktası oluşturulmuş, kadın kooperatifçiliği alanında iş planları oluşturularak kadınlarımıza bilgilendirme yapılmıştır. Yine bu kapsamda oluşturduğumuz İl Koordinasyon Değerlendirme ve İzleme Komisyonumuz marifetiyle, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planlarımız çerçevesinde, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM), Belediyemizin Kadın Dayanışma Merkezi, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığımız bünyesinde oluşturduğumuz birimlerimiz ve tüm kurumlarımızla bu konuda farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme seviyesini yükseltmek için eğitim çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Şimdiye kadar ilimiz genelinde gerek Valilik gerekse Kaymakamlıklarımız ve diğer paydaş kurumlar olarak okullarımızda, Halk Eğitim Merkezlerimizde, üniversitemizde, kamu kurumlarımızda, camilerimizde, Kur’an kurslarımızda, mahalle toplantılarımızda, kahvehanelerde ve hükümlülere yönelik olarak düzenlenen çeşitli etkinliklerde, kısacası insan topluluğunun olduğu her platformda ve aileleri evlerinde ziyaret etmek suretiyle yaklaşık 24 bin sivil vatandaşımıza, 4 bin 200 kamu görevlisine, 482 muhtarımıza, yaklaşık 800 kolluk personelimize olmak üzere yaklaşık toplam 30 bin kişiye eğitim ve seminerler verdik ve bundan sonra da hem eğitim hem de farkındalık yaratma çalışmalarımıza devam edeceğiz. Erken yaşta ve zorla evlilikler kapsamında da ilimiz genelinde bin 466 hane ziyaret edilerek devamsız öğrencilerin eğitim hayatına kazandırılması için yürütülen çalışmalarda, 188 kız, 142 erkek olmak üzere 330 öğrencinin örgün eğitime dönüşü sağlanmıştır. Ayrıca 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında işlem yapılan vaka sayıları baz alınarak ilimizin “Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Risk Haritası” da oluşturulmuştur. Bilinmelidir ki; kadına yönelik şiddet konusunda Valilik olarak, kolluk kuvvetlerimiz ve kamu kurumları olarak, ilgili tüm paydaşlar ve Sivil Toplum Kuruluşları olarak kadına yönelik şiddet konusunda hiç kimseye tolerans göstermeyeceğiz. Hukuk ve eylem planlarımızın öngördüğü tüm yaptırımlar dahil olmak üzere bütün yollara başvuracağız. Hedefimiz sıfır şiddettir. İçişleri Bakanlığımız tarafından hizmete sunulan Kadın Destek Uygulaması (KADES) ile de kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında büyük bir başarı sağlandığını, birçok kadının şiddete maruz kalmasını ve ailelerin travma yaşamasını engellendiğini büyük bir memnuniyetle görmekteyiz. Ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında; kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanmaları için özellikle şiddet mağduru kadınlara pozitif ayrımcılık yapılarak istihdam sağlanması, yanlış medya kullanımının aile yapısını zedeleyebildiği düşünüldüğünden, medya okur-yazarlığına ilişkin eğitici materyallerin zenginleştirilmesi ve yaygınlaştırılması, erken yaşta ve zorla yapılan evlilikle mücadele konusundaki çalışmaların sürekliliğinin sağlanması, bu konuda gerçekleştirilen çalışmalarda uzun vadeli planlamaların yapılması ve hızlı değişen sistem içerisinde sürekli güncellenmesinin gerektiği hususlarını da öneri olarak dikkatlerinize sunmak istiyorum.” şeklinde konuştu.
Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Cristian Urse de çalıştaya online katılarak konuşma yaptı.
Çalıştay, 18 Mart’ta sona erecek.