Adana’da bir kişiyi darp edip bıçaklayarak öldüren sanıkların müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı
Adana'da, Dilan'ın öldürülmesine engel olmadığı iddiasıyla Dilan'ın sevgilisini öldüren sanıkların müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
Adana'da, Dilan'ın öldürülmesine engel olmadığı iddiasıyla Dilan'ın sevgilisini öldüren sanıkların müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
Yüreğir ilçesine bağlı Anadolu Mahallesi'nde 26 Şubat'ta meydana gelen olayda, Turhan Özdemir, uyuşturucu kullandığı iddiasıyla tartıştığı kızı Dilan Özdemir'i bıçaklayarak öldürdü. Bu olaydan 3 saat sonra ise Dilan'ın erkek arkadaşı Selam Şenci, iddiaya göre, genç kızın öldürülmesine engel olmadığı için 2'si kadın 5 erkek arkadaşı tarafından Seyhan ilçesi Kuruköprü Mahallesi Çakmak Caddesi'ndeki bir iş yerinin otoparkında darp edilip, bıçaklandı. Hastaneye kaldırılan Şenci, tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Şenci'nin öldürülmesinin ardından tutuklanan Damla Aytekin, Yusuf Özçiftçi ile polis merkezine giderek teslim olan ve tutuklanan Deniz Sarı hakkında "kasten öldürme" suçundan Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Tutuklu sanıklar Yusuf Özçiftçi ile Damla Aytekin salonda hazır bulunurken, Deniz Sarı, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkemede, müştekiler ve taraf avukatları da hazır bulundu.
İlk olarak savunması alınan sanık Yusuf Özçiftçi, Selam Şenci ile 10 yıldır arkadaş olduklarını söyledi.
Şencin'in arkadaşı olduğu için sadece bakmak amacıyla arkalarından otoparka gittiklerini belirten Özçiftçi, olay anını şöyle anlattı;'Olay günü ben iş yerime geldim. Kendime ait dükkanı saat 17.00'da açacağım için önce iş yerimin yanında bulunan kuaför Kadir'in yanına gittim. Burada Dilan'ın arkadaşları Damla Aytekin, U.H.Ü (17) ile D.K. (16), Dilan'ın babası tarafından bıçaklandığını ve hastanede olduğunu söyleyerek, yanına gidiyoruz dediler. "İsterseniz bende geleyim" dedim ancak kabul etmediler. Daha sonra ziyaret etmek amacıyla bende gittim ve orada Dilan'ın öldüğünü öğrendim. Arkadaşları sinir krizi geçirdi. Ben yine iş yerime döndüm. Dükkanı açmak için vaktimin olduğunu görünce Kadir'in yanında takılmaya devam ettim. Biz burada otururken, U.H.Ü., D.K., Damla ve Selam geldi. Onlar konuşmak için otoparka gittiler. Selam, 10 yıldır arkadşımdır. Ne olduğuna bakmak amaçlı arkalarından gittim. Aşağı indiğimde namus meselesinin konuşulduğunu duydum. Namus melesi de Selam'ın D.K.'ya karşı yaptığı sarkıntılıktır. Bu nedenle tartışıyorlardı. Sonra kendisi beni fark etti ve arkadaşlar arasında lakabım olan "Kırık" sıfatıyla bana seslenerek, küfür etti. Bende sinirlenip, kendisine 2-3 tane yumruk attım. Geri çekildiğimde üstünden kan aktığını gördüm. Kimin bıçakladığını görmedim. Daha sonra dosya içeriğinden onu D.K. ile U.H.Ü.'nün bıçakladığını öğrendim. Yukarı çıkıp, Kadir'in yanında çalışan ve sevgilim olan Gülsüme Çiftçi'ye ambulansı aramasını söyledim.Ben Selam'a sadece bana küfür ettiği için vurdum. Önceki ifadelerimde geçen başka bir yaradan dolayı o an kendimde değildim. Olayla bir ilgim yoktur." dedi.
Savunması alınan Deniz Sarı ise, olayı haberlerde gördüğünü ve olay sonrası kendisinin gidip teslim olduğunu söyledi.
Sarı, "Ben sanıkların hiçbirini tanımıyorum" diyerek, şöyle konuştu;
" Sadece U.H.Ü.'yü tanırım oda annesinden dolayı. Olay günü ben iş görüşmesine gidecektim. Daha erken olduğu için tanıdığım ve kuaförün sahibi olan Kadir'in yanına gittim. Orada otururken, öldürülen kişi ile diğer kişilerin arasında bir laf atma meselesi vardı. Ancak birbirlerine birbirimizi öldüreceğiz tarzında söylemler yoktu. Otoparktaki olayda, adını bilmediğim bayanlardan birisinin öldürülen kişiye hitaben "Sen niye böyle yapıyorsun?" tarzında bir şey söyledi ve olay böyle başladı. Ardından fiziksel olarak birbirilerine saldırmaya başladılar. Ben öldürülen kişiyi kimin bıçakladığını görmedim. Olaya müdahale etmedim ve telefonum olmadığı için 112'yi arayamadım. Yukarı pasaja çıktığımda oradakilere olayı anlatıp, ambulansı aramalarını söyledim. Zaten benim söylememle ambulansı aradılar. Benim olayla ve olayda adı geçen kişilerle hiçbir alakam yoktur. Oradan ayrıldıktan sonra olayı da haberlerde gördüm. Sonra kendim gidip teslim oldum.'
Savunması alınan Damla Aytekin de, babası tarafından öldürülen ve iddianamede adı geçen Dilan ile arkadaş olduklarını ve barda çalıştıklarını söyledi.
Olay günü Selam'ın kendilerinin yanına geldiğini söyleyen Aytekin, şöyle devam etti;
'Biz otoparkta otururken Selam yanımıza geldi. Kendi aramızda konuşurken Selam bana barda çalıştığımız için;'Sen o....... y......sun. Kendini de Dilan'ı da erkeklere satıyorsun" dedi. Bu sözü zoruma gittiği için kendisine vurdum. D.K.'da Dilan'ın çocukluk arkadaşı olduğu ve aynı yurtta kaldıkları için oda "Ölen birinin arkasından böyle mi söylenir" diyerek Selam'a tepki gösterdi. U.H.Ü.'de D.K.'nın sevgilisi olduğu için oda araya girdi. Olay büyüdü ve Selam bıçaklandı. Ancak kimin bıçakladığını görmedim. Olay öncesi Yusuf Özçiftçi, şarj etmek için telefonumu aldığından kimseyi arayamadım. Korkup kaçtım ve bir aparta giderek burada 2 gün kaldım. Daha sonra haberleri görünce ne yapacağımı bilemediğim için kendim gidip teslim oldum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca Yusuf Özçiftçi ve bir akrabası bana mektup yollayıp, beni tehdit etmiştir.'
Diğer sanık Yusuf Özçiftçi, kimseye tehdit mektubu yollamadığını ileri sürerek,'Ben Damla'ya tehdit mektubu yollamadım. Sadece kendisine doğruları söylemelerini ve bu dosyanın bir an önce kapanmasını istediğimi söyledim. Ayrıca söylediği kişi benim akrabam değildir" diye ifade etti.
Duruşmada ifadesi alınan tanık G.G. olay günü bahsi geçen kuaföre saçını yaptırmak için gittiğini söyleyerek, şöyle konuştu;
'Ben ve arkadaşım G.L. saçımızı yaptırmak için kuaföre gittik. Biz gittiğimizde bu kişiler kuaförden çıkıyordu. Saçımız yapıldığı sırada da yine aynı kişiler içeri girdi. Kendilerini tanımadığım için ismen bilmiyorum ancak panik halinde ve elleri titriyordu. Özellikle bayan olan daha çok panikti. Erkek olanların elinde kan vardı. Biri içeri girip elini yıkarken, diğeri gidip üstünü değiştirdi. Polis gelmeden de kuaförden ayrıldılar."
Mahkemede bulunan ve öldürülen Selam Şenci'nin babası müşteki Ahmet Şenci de,'Ben olayı görmedim ancak güvenlik kamerası görüntülerini izledim. Oğlumu nasıl 5 kişi birden vahşice öldürmüş onu izledim. Onlar benim oğlumu öldürdü. En ağır cezayı alsınlar." dedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, aynı dosyadan tutuklu bulunan ve Adana Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması yapılan yaşı küçük D.K. (16) ile U.H.Ü.'nün (17) ifadelerini isteyerek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Kaynak: