Acay, “Toprak bize ait ama toprağa bağlı ekonomiyi yönetemiyoruz”
Kars Ticaret Borsası Meclis Başkanı Muhlis Acay Kars'taki ekonomik koşulları değerlendirdi.
Tacettin DURMUŞ
Kars Ticaret Borsası Meclisi aylık olağan toplantısında konuşan Muhlis Acay, ekonomik koşulların üreticiyi ve besiciyi derinden etkilediğini söyledi.
Temel ekonomisi hayvancılığa dayalı olan Kars'ta yem ve saman fiyatlarının yükseldiğini besicilik ve üreticiliğin artık zor koşullarda devam ettiğini dile getirdi.
Açıklamasında “Toprak bize ait ama toprağa bağlı ekonomiyi yönetemiyoruz” diyen Kars Ticaret Borsası Meclis Başkanı Muhlis Acay, "Hükümet geçtiğimiz son on yılda Türkiye’de yükselen et fiyatlarını karkas ve canlı hayvan ithalatı yaparak dengelemeye çalıştı. Ülkemizde üretimin sistemli olarak desteklenmesi gerekirken yerli üretici tamamen kendi kaderine terk edildi. Yükselen maliyetler karşısında ne besicilik yapan büyük işletmeler ne de üreticilik yapan küçük aile işletmeleri kar etmedi. Giderek küçüldü. Toprak bize ait ama toprağa bağlı ekonomiyi yönetemiyoruz.
Yem ham maddesi ve yem bitkilerini ithal eder hale geldik. Hem de dolar ödeyerek alıyoruz. Yemin ve semanın kg fiyatı son bir yılda yüzde 100 arttı. Ama et ve tarımsal ürünlerin fiyatları ithalat ile sürekli aşağı çekildi. Ancak, dışa bağımlılık doların yükselmesi sonucunu getirdi. Gelinen noktada artık ithal edecek gücümüz de kalmamıştır. Biz Avrupa ya mal almaya gittiğimizde bizim muhatabımız üretici birlik ve kooperatifleridir. Üretici adına fiyat belirler, üretim planlaması yapar, ürünü pazarlar ve dünyada rekabet gücü elde eder. Üreticisini kredi ve ekipman olarak destekler.
Ülkemizde ise üretici ve besici diğer sektörlerin ihtiyacı dolayısıyla yükselen faiz ve dövizin baskısı altında ezilmektedir. Etkin kooperatif ve birliklerin rehberliğinden yoksundur. Türkiye’de toprağa bağlı ekonomi sıfır faiz ile desteklenmelidir. Çünkü tarımsal sektörün ana sermayesi ve kaynakları topraklarımızdır ve içeridedir. Dışarıdan arpa almak içerideki üretime vurulmuş en büyük darbedir. 10 yıl önce et ve zirai ürünlerin fiyatlarının yükselmesi üretimin yetersizliğinden kaynaklanmaktaydı. Bu gün ise maliyetlerin yükselmesinden kaynaklanmaktadır. Hükümet ithalat kartı ile yerli üretimin gelişmesine engel koydu. İthal ürünün rekabetine karşı yerli ürünün ciddi bir şekilde sübvanse edilmesi gerekmektedir. Maalesef bu yapılmadı.
Et, süt ve arpanın fiyatı sürekli yerinde saydı. Kuraklığın etkisi ile bu yıl tarımsal üretim yüzde 50 oranında geriledi. Üretici zarar etti. Ektiğini biçemedi. Kuraklık destekleri artırılmalıdır, çiftçilik sigortası tüm zirai ürünleri kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Arazi toplulaştırmaya hız verilmelidir ve nitelikli yem bitkileri üretimi teşvik edilmelidir.
Yeni ekonomi politikası, üretimi TL ile desteklemek üzerine kurgulanmıştır. Faizlerin indirilmesinden anladığımız şey budur. Ancak, doların yükselmesini nasıl engelleyeceksin? Paranın değer kaybetmesini nasıl engelleyeceksin? Dolara olan ihtiyacını azaltarak engelleyeceksin yani üretimde dışa bağımlılıktan vazgeçeceksin ve yerli üretimi destekleyeceksin. Canlı hayvan fiyatları yükseliyor ama aslında kimse kar etmiyor. Çünkü TL değer kaybediyor. Köyde Bir büyükbaş hayvanın yıllık maliyeti bin 500 TL'den 3 bin TL’ye yükseldi. Besilikte ise bir hayvanın 10 aylık maliyeti 7 bin TL'ye yükseldi. Buna karşılık karkas et fiyatı olması gereken yerde değil.” Dedi.