Kars'ta Ulu Camiye Saygısızlık!

Kars'ta Ulu Camiye Saygısızlık!

Kars'ta 96 yıl önce 280 kişinin Ermenilerce yakıldığı Ulu Camii'nin ihate duvarları, kendini bilmez kişilerce boyalarla harap edildi.

Kars'ta Ulu Camiye Saygısızlık!

Kars’ta 96 yıl önce 280 kişinin Ermenilerce yakıldığı Ulu Camii’nin ihate duvarları, kendini bilmez kişilerce boyalarla harap edildi.

-ERMENİLERİN YAKTIĞI İNSANLARIN KAN VE YAĞ İZLERİNİ MİHRABINDA BARINDIRAN CAMİİ’NİN BUGÜNKÜ HALİNE BAKIN

-KARS KALESİ ETEKLERİNDE TARİHE IŞIK TUTAN ULU CAMİİ, KENDİNİ BİLMEZLERİN EĞLENCESİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

-434 YILDIR AYAKTA DURAN ULU CAMİ, 4 YILLIK RESTORASYONUN ARDINDAN ŞİMDİ DE İHATE DUVARLARINA YAPILAN BOYALI SALDIRIYA TANIKLIK EDİYOR

Kars, tarihi özellikleri, mimari dokusu, inanç turizmi ve daha onlarca özellikleriyle Türkiye’nin önden gelen kentleri arasında yer alıyor. Özellikle de Kars Kalesi civarındaki inanç turizmi yapılar restorasyon çalışmaları ve yeni düzenlemeler ile turizmin gözdesi haline getirilmeye çalışılıyor. Yapılan uğraşlar ve harcanan paralara rağmen birileri bu güzellikleri göz ardı edip Kars’ın görüntüsünü çirkin yazılarla gölgelemeye çalışıyorlar. Kentin tarihi dokusunu korumakla yükümlü olunması gerekirken boyalarla püskürtülen bu çirkin yazılar kentin dokusunu adeta baltalıyor.

ULU CAMİİ NEDEN ÖNEMLİ?

17. yüzyılda Osmanlı Padişahı Sultan İbrahim döneminde 3. Murat adına yaptırılan Ulu Camii, şehirdeki en büyük Osmanlı dönemi camisi olarak ayakta durmaya çalışıyor. Cami 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşından sonra Kars’ın Rus işgalinde kaldığı yıllarda Kars’ın ileri gelen 280 kişiyle birlikte yakılarak tahrip edildi ve kullanılamaz hale getirildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu tamamlanan Ulu Camii 2009 yılında ibadete açıldı ve taşınmaz tescil varlıkları statüsünde korumaya alındı.

1579 yılında 3’üncü Murat adına yapılan Ulu Camii, 2009 yılının Mayıs ayında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılarak ibadete açıldı. Camii’nin orijinal olan giriş kapısı ve mihrabı haricinde yeni onarılan caminin çevresine yapılan ihate duvarları ise şimdilerde kendini bilmezler tarafından boyalarla tahrip edilmeye çalışılıyor.

CEMAAT BİLE ŞAŞKIN

Cemaat, camiye giderken gördükleri bu manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Cemaat, “1918 yılında Ermeniler tarafından bizim şehrimizin ileri gelen insanlarını davet etmişler, demişler ki ‘Gelin barış yapacağız burada’, Ve getirip içeriye doldurmuşlar ve diri diri yakmışlar. Bu duvardaki izler gerçek tarihtir. Burada tam bir Ermeni mezalimi yapılmıştır. Ama maalesef bizim insanlarımız bunları hep geri cepheye atıyorlar. Acaba bu niye böyle oluyor? Burada yapılan bu mezalimi görmüyorlar mı? 5 yıldır ibadete açılan bu camimizin duvarlarına yapılan bu saygısızlık kabul edilir gibi değil. Bu bizim memleketimizin varlığıdır. Yazık, günah değil mi? Bu bir milli servettir. Burada 280 insanımızı yakmışlar. Bunlar gerçek şeydir. Bunun başka açıklaması yoktur. Ama ne yazık ki, şu camimiz bugünlerde böyle boyalarla kirli görüntülere tanıklık ediyor. Yazık günah değil mi?. Bu bizim malımızdır, bunda tüyü bitmemişin hakkı vardır.” diye konuştular.

ERMENİ KATLİAMININ KAN İZLERİ HALEN MİHRAPTA

Bu camide, 1918 yılında Ermeniler Kars’ın ileri gelen 280 insanını “anlaşma yapacağız” vaadiyle kandırıp yaktıkları gerçeği yatıyor. Diri diri yakılan insanların duvarlara sıçrayan kan ve yağlarının izi ise halen korunuyor. Mihrapta bile kan ve yakılan insanların yağlarının izi bulunuyor. Yine yakılan insanların kan ve yağ izlerinin bulunduğu duvarın orijinal iki taşı çerçeve içinde tutuluyor. Ermeni katliamının belgesi olan bu kalıntılar cami derneği tarafından korunuyor.

CAMİNİN BAŞINA GELMEYEN KALMAMIŞ

Ulu Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkan Yardımcısı Adnan Bayrak, “Camimiz 1579 yılında 3. Murat Ulu Camii olarak yaptırılıyor. 1918 Osmanlı-Rus savaşlarında 40 yıl işgal döneminde Ulu Camiyi Kars’ın ileri gelen 280 kişisiyle beraber ateşe veriyorlar. Ermenilerce öyle bir yıkıma uğruyor. Daha sonra 1938 yılında Milli Şef döneminde camiyi tamamen yeriyle beraber satıyorlar, cami satılıyor. Sonra 1994 yılında Ulu Camiyi satılan vatandaşlardan tekrar geri almak üzere bir çalışma başlattık, Hacı Temel Nadi Yıldırım başkanlığında. Cami dernek vasıtasıyla 11 kişiden satın aldı ve yapımına başladık. Epey ilerledikten sonra Vakıflar nihayet caminin kendisine ait eser olduğunun farkına vardı ve geldi müdahil oldu. Bizde vakıflarla beraber camiyi tekrar ayağa kaldırmaya çalıştık. 2009 yılında camiyi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bedelsiz olarak devrettik. Tabii devrederken camide yapılması gereken bazı şartları protokol dahilinde verdik.” dedi.

ULU CAMİİ

Ulu Cami kesme taştan, kare planlı olup, üzeri kasnak üzerine oturmuş merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Cami oldukça yüksek olup, kubbe eteklerindeki boşluklar dayanak kuleleri ile doldurulmuştur. Caminin duvarları alt sırada dikdörtgen, üst sırada da yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. Son cemaat yeri altı sütunla beş bölüme ayrılmıştır. Her bölümün üzeri birer kubbe ile örtülmüştür. İki yanına yerleştirilen kare kaideli, yuvarlak gövdeli birer şerefeli iki minaresi bulunmaktadır.kha

Önceki ve Sonraki Haberler